İzmir Travesti Ali'nin Zaafı

İzmir Travesti Ali, 29 yaşında, başarılı bir iç mimardı. Çocukluğundan beri tasarıma, estetiğe ve detaylara önem vermişti. Hayatı da tıpkı tasarladığı mekanlar gibi düzenliydi. Ama bir şey vardı ki, ne kadar düzen kurmaya çalışsa da içinde fırtınalar kopuyordu: Erkeklere olan zaafı.

Ali bunu yıllarca bastırmaya çalışmıştı. Ailesinin beklentileri, toplumun kuralları, kendine çizdiği sınırlar… Ama kalbinin attığı yönü değiştiremiyordu.

İlk Çarpıntı

Ali, lise yıllarından beri içinde bir şeylerin farklı olduğunu hissediyordu. Arkadaşları kızlardan bahsederken o, gözlerini başka yerlere kaçırıyordu. Sınıftaki en yakışıklı çocukları fark ettiğinde içinde tarif edemediği bir heyecan duyuyordu. Ama bunu kendine bile itiraf edemiyordu.

Üniversite yıllarında bu duygular daha da belirginleşti. Kampüs hayatı, özgür ortamlar, çeşitlilik… Ama Ali yine de hep mesafeli durdu. “Belki de bir yanılsamadır,” diyerek kendini kandırmaya çalıştı.

Ancak bir gün, hayatının en büyük gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kaldı.

Onur’la Tanışma

Ali, bir kafede oturmuş, bilgisayarında yeni bir proje üzerinde çalışıyordu. Derken biri gelip karşı masaya oturdu. Uzun boylu, ela gözlü, özgüvenli bir adamdı.

Bir süre sonra, adam gözlerini Ali’ye çevirdi ve hafifçe gülümsedi.

“İç mimar mısınız?” diye sordu.

Ali, bir an duraksadı. “Evet, nasıl anladınız?”

Adam omuz silkti. “Çizimlerinize bakıyordum. Kusura bakmayın, gözüm takıldı. Ben Onur. Grafik tasarımcıyım.”

Ali, bu sohbetin bu kadar kısa sürmesini istemediğini fark etti. İçinde bir kıpırtı vardı. O yüzden konuşmaya devam etti. Ve o akşam, saatlerce konuştular. Tasarımdan, sanattan, hayattan…

O gece eve döndüğünde Ali aynaya baktı ve kendine ilk kez şu soruyu sordu: “Ben neyi saklıyorum?”

Kendiyle Yüzleşme

Onur’la tanıştıktan sonra Travesti İzmir Ali’nin içindeki bastırdığı hisler su yüzüne çıkmaya başladı. Onur’un enerjisi, çekiciliği, konuşmalarındaki sıcaklık… Ali, gözlerini ondan alamıyordu.

Ama bir yandan da korkuyordu. Eğer gerçekten hissettiklerini kabul ederse, hayatı tamamen değişebilirdi. Ailesi, arkadaşları, iş çevresi… Hepsi ne düşünürdü?

Bir gece, Onur’la Alsancak’ta bir bara gittiler. Biraz içtikten sonra, Ali’nin cesareti arttı.

“Hiç düşündün mü?” diye sordu Onur’a.

Onur kaşlarını kaldırdı. “Neyi?”

Ali, gözlerini kaçırarak, “Birine gerçekten ilgi duyup da bunu söyleyememeyi…”

Onur hafifçe gülümsedi. “Evet. Ama bazen söylemek, her şeyi daha kolay hale getirir.”

Ali, o an bir karar verdi. Kendinden kaçmayacaktı.

Tutku ve Korku Arasında

Ali ve Onur, İzmir’in sıcak gecelerinde birbirlerine daha da yakınlaştılar. Kordon’da yürüyüşler, Konak’ta kahve molaları, Karşıyaka vapurunda sessiz bakışmalar…

Ama Ali’nin içinde hâlâ bir korku vardı. Kendi gerçeğini kabul etmişti ama dünya onu kabul edecek miydi?

Bir akşam, ailesi Ali’yi aradı. “Bu hafta sonu yemeğe gel,” dediler. Ali, Onur’u da götürmeyi düşündü ama cesaret edemedi. Yemeğe gittiğinde ise, annesi ona evlilikle ilgili sorular sormaya başladı.

“Artık biriyle tanışmanın zamanı gelmedi mi?” dedi annesi.

Ali’nin boğazı düğümlendi. “Bilmiyorum, anne,” diyebildi sadece.

O gece eve döndüğünde Onur’a sarıldı. “Keşke daha kolay olsaydı,” dedi fısıltıyla.

Onur başını salladı. “Bazı şeyler kolay olmaz, Ali. Ama kendin olmak en büyük özgürlük.”

Biten Bir Hikaye

Zamanla, İzmir Travestiler Ali’nin korkuları Onur’la olan ilişkisini de etkilemeye başladı. Onur, her şeyi açık ve net yaşamayı seviyordu. Ama Ali, sürekli bir şeyleri gizlemek zorundaymış gibi hissediyordu.

Bir gün, Onur dayanamadı.

“Ali, ben saklanarak yaşamak istemiyorum,” dedi gözleri dolarak. “Ben senin yanında olmaktan mutlu olmak istiyorum ama sen kendini bile kabullenemiyorsun.”

Ali sessiz kaldı. Çünkü Onur haklıydı.

O gece, Ali sabaha kadar düşündü. Kalbinde büyük bir savaş vardı.Ama en sonunda, Onur’u hak ettiği gibi sevecek cesareti olmadığını fark etti.

Sabah olduğunda, Onur’a mesaj attı: “Seninle olmak hayatımdaki en güzel şeydi ama ben henüz hazır değilim.”

Onur’dan gelen tek yanıt şuydu: “Keşke olsaydın, Ali. Çünkü biz gerçekten güzel bir şeydik.”

Ve böylece, Ali’nin içinde bir yara olarak kalan, ama onu en gerçek haliyle yüzleştiren bir aşk sona erdi.

Bir Son Değil, Bir Başlangıç

Vip Travesti İzmir Ali, aylar boyunca Onur’u unutamadı. Onun kahkahasını, dokunuşunu, kokusunu… Ama en çok da cesaretini.

Ve bir gün, yine aynaya baktığında, kendine bir söz verdi: “Bir gün, saklanmadan, gerçekten sevdiğim gibi yaşayacağım.”

Çünkü İzmir’de deniz durulsa da, bazı dalgalar hep kıyıya vururdu. Ve Ali’nin içinde, hâlâ dalgalanan bir aşk vardı.