
Karşıyaka Travesti Ömer de o sıkışıp kalanlardan biriydi. 38 yaşında, başarılı bir mühendis, evli ve toplumun gözünde “mükemmel bir adamdı.” Ama içindeki gerçek, bu mükemmel imajın çok uzağındaydı.
Çünkü Ömer, bir başkasına âşıktı.
Ve o kişi, eşi değil, Önder’di.
Zoraki Bir Evlilik
Ömer’in ailesi muhafazakâr bir aileydi. Onun için en büyük hayalleri, iyi bir eğitim alması, iyi bir iş sahibi olması ve tabii ki “iyi bir kadınla evlenip” aile kurmasıydı.
Ömer hiçbir zaman kadınlara ilgi duymamıştı. Ama yıllarca bu gerçeği bastırdı. Üniversitede hissettiği bazı şeyleri yok saydı, askerde yaşadığı yakınlaşmaları birer “geçici his” olarak değerlendirdi. Sonunda, ailesinin baskısıyla Aslı’yla evlendi.
Aslı iyi bir kadındı. Sevgi dolu, nazik ve Ömer’e gerçekten âşıktı. Ama Ömer ona hiçbir zaman aynı şekilde karşılık veremedi. Yıllar geçtikçe bu evlilik onun için bir hapishaneye dönüştü. Ve en büyük hapishane, kendi içinde taşıdığı sırdı.
Ömer, erkeklere ilgi duyduğunu kendine bile itiraf edemiyordu. Ama bu gerçeği daha fazla saklayamayacağı bir an geldi.
Ve o anın adı Önder’di.
Önder’le Tanışma
Önder, Ömer’in çalıştığı firmanın yeni iş ortağıydı. Karşıyaka’da yaşıyordu, 35 yaşındaydı ve modern sanatla ilgileniyordu. Özgüveni ve karizmasıyla girdiği her ortamda dikkat çeken bir adamdı.
İlk kez bir toplantıda karşılaştılar. Önder, Ömer’e elini uzattığında, Ömer’in içinde bir şeyler kıpırdadı. Elleri sıcaktı, bakışları derindi.
Önder gülümsedi. “Ömer Bey, sizinle çalışmak güzel olacak. Projelerinizi inceledim, gerçekten etkileyici.”
Ömer, içinde garip bir heyecan hissetti. Yıllardır bastırdığı o duygular, Önder’in yanında uyanıyordu.
Başta bunu kendine bile itiraf edemedi. “Sadece bir iş arkadaşı,” dedi içinden. “Ona karşı özel bir şey hissetmiyorum.”
Ama bu yalanı çok uzun süre sürdüremedi.
Çünkü Önder’in gülümsemesi, Ömer’in yıllardır hissetmediği bir sıcaklıktı.
Gizli Buluşmalar
Karşıyaka Travestiler Önder ve Ömer’in iş toplantıları, kısa sürede dostane sohbetlere dönüştü. Sonra bu sohbetler kahve içmeye, uzun yürüyüşlere, Karşıyaka sahilinde geçirilen akşamlara evrildi.
Bir akşam, sahilde yürürlerken Önder birden durdu ve Ömer’e döndü.
“Ömer, bir şey soracağım. Ama dürüst olmanı istiyorum.”
Ömer’in kalbi hızla atmaya başladı. “Sor,” dedi, sesi titreyerek.
Önder gözlerini kıstı. “Benden hoşlanıyor musun?”
O an dünya durdu.
Ömer ne söyleyeceğini bilemedi. Ama içinde bir şeyler koptu. Yıllardır susturduğu sesi ilk kez duydu.
Evet.
Evet, hoşlanıyordu.
Evet, Önder’i düşündüğünde içi titriyordu.
Ama nasıl söyleyebilirdi? Evliydi. Ailesi vardı. Yıllardır bir yalanın içinde yaşıyordu.
“Ben… evliyim, Önder,” dedi sonunda, gözlerini kaçırarak.
Önder acı bir gülümsemeyle başını salladı. “Biliyorum. Ama bu, hislerini değiştirmiyor. Değil mi?”
Ömer cevap veremedi. Çünkü cevap, sessizlikte saklıydı.
Aşk ve Vicdan Arasında
O geceden sonra Ömer’in hayatı daha da karmaşık bir hale geldi. Geceleri uyuyamıyor, aynaya baktığında kendini tanıyamıyordu.
Travesti Karşıyaka Önder’i düşündükçe içi yanıyordu. Onun yanındayken mutlu hissediyordu. Ama Aslı’nın gözlerine baktığında vicdanı onu eziyordu.
Aslı hiçbir şeyden habersizdi. Hâlâ Ömer’e âşıktı. Ama Ömer’in gözlerinde yıllardır görmediği bir uzaklık vardı.
Bir gece Aslı dayanamayıp sordu.
“Ömer… Benden uzaklaştığını hissediyorum. Benden sakladığın bir şey mi var?”
Ömer gözlerini kaçırdı. Ne diyebilirdi?
“Evliliğimizde sorunlar var, Aslı,” diyebildi sadece.
Aslı’nın gözleri doldu. “Biliyorum. Ama nedenini bilmiyorum.”
Ömer sustu. Çünkü gerçeği söylemeye cesareti yoktu.
Kaçınılmaz Son
Ömer’in içinde fırtınalar koparken, Önder artık daha fazla beklemek istemiyordu.
Bir akşam, Vip Travesti Karşıyaka sahilinde buluştular.“Ömer, ben seni seviyorum,” dedi Önder, kararlı bir sesle. “Ama bir hayaletin peşinden koşmak istemiyorum. Eğer benimle olmak istiyorsan, gerçekten benimle ol. Ama eğer bu hayatını seçtiysen, lütfen beni daha fazla oyalama.”
Ömer’in nefesi kesildi. Önder ona bir seçim sunuyordu.
Ama o, seçemiyordu.
O gece eve döndüğünde Aslı’ya baktı. Sonra aynada kendine.
Ve fark etti ki, aslında yıllardır kendinden kaçıyordu.
Ama bu kaçışın bir sonu vardı. Ve o son, Önder’i kaybetmekti.
Sabah olduğunda, Önder’den gelen mesajı açtı:
“Sana veda ediyorum, Ömer. Umarım bir gün gerçekten özgür olursun.”
Ve böylece, Ömer’in en büyük gerçeği, en büyük pişmanlığına dönüştü.